"Geçmişten günümüze Konya, Gazete ve kitap sergisi"nin ardından Hasan YAŞAR Bu yıl , 41. kütüphane haftası etkinlikleri çerçevesinde 29 Mart 2 Nisan 2005 tarihleri arsında , Koyunoğlu Şehir Müzesi Ve Kütüphanesinde bir sergi düzenledik.Bu sergi; daha önce Konya hakkında yapılmış olan bibliyografya çalışmalarının bir tekmili niteliğindedir. Bibliyografya çalışmaları bir konu ve bir şehir hakkında yapılan en kapsamlı çalışmalardır. Bir şehrin en iyi şekilde tanınması ve tanıtılması bu çalışmalara bağlıdır. Konya hakkında kim ne yapmış, ne yazmış, ne konuşmuş bu gerçekten merak edilecek bir konudur. Bu konuda ilk çalışmayı 1952 yılında Muzaffer Erdoğan yapmıştır. Muzaffer Erdoğan Eserinin başında bibliyografya çalışmaları hakkında şu bilgileri vermektedir."Bir memleketin tanıtılmasında esas mesele hiç şüphesiz onun evvelce kendini en ince teferruatına varıncaya kadar iyice tanımış olması keyfiyetidir. Bunun için ise orası hakkında daha evvelce çeşitli yönlerden yapılmış yazılı bütün yayın faaliyetlerini adım adım takip etmek ve bu yolda vücuda getirilmiş bütün neşir malzemelerini teker teker tespit etmek zarureti vardır. Konya’nın böyle mühim bir ihtiyacını karşılayabilmek ve bu yolda daha mükemmel münasip bir zemin hazırlayabilmek düşüncesiyle hazırlanan bibliyografya çalışmalarını bir araya toplamak gayesiyle yapılan bu çalışmamız.ciddi bir adım olmuştur.” [1] Benzer bir çalışmayı da 1960 lı yıllarda Mehmet Önder ,Konya matbuat tarihi adlı kitabıyla yapmıştır.Bu eserinde Mehmet önder şöyle demektedir: “Konya’ya matbaa sultan Abdülaziz devrinde Konya’da Vali olan Burdurlu Ahmed Vefik Paşa zamanında 1868m. Yılında getirilmiştir. (20 Şubat 1287) 1871m. yılında Konya ‘da “Konya” adlı ilk gazete çıkmıştır” [2] . “Tecelliyât-ı medeniyyetin en müessir sâikası edebiyat ve edebiyatın en önemli vasıtası matbuatın enva-ı adîdesi olup en nafi’i gazete denilen neşriyattır” [3] . Sözünden hareketle 1920 yılında çıkmış olan meşriki-i irfan adlı gazeteden ,Konya meb’usu Zeynelabidin’in bir yazısının çevirisini ve metnini veriyoruz: “ Hakem Gazetesinin 102 numaralı nüshasına cevaben tarafımdan evvelce vuku bulan müdfaaya karşı 104 numaralı nüshasındaki cevabını okudum.Gerçi size karşı malümu i’lam kabilinden ise de kariîn-i kirama ziyade faide hasıl olur ümidiyle ufak bir mukaddime yapmağa mecburiyet hissettim.İnsanları mahlukat-ı saireden tefrik eden vasıflara müteallik bir çok alemler vardır.1- İnsanın mütekellim olması ki buradan (ilm-i elsine) namıyla muhtelif şubelere münkasım bir silsile-i ulum tevellüd eder.2-İnsanların bir din ile mütedeyyin olmalarıdır.Buradan ilm-i edyan doğar.3- İnsanların cemiyet üzerine yaşamlarıdır. Bunun neticesinde (ilm-i cemiyet) namıyla mühim bir ilmin meydana çıkmasına bais olur.Bu ilmin nazar dikkate aldığı mesail-i mühimmeden biri de münasebat-ı beşeriyedir.Bunda da başlıca iki nokta var.Biri hak diğeri vazifedir. Bir cemiyeti teşkil eden efrat bazı şeylerden nefislerini men etmek, hemcinslerinde mevcut hukuka riayete kendilerini mecbur kılmak hissiyatında bulunmaz ise o cemiyet payidar olamaz.İşte bunların biri ( ilm-i ahlak ) biri (ilm-i hukuk)tur.Bunların ikisi de vazaif-i beşeriyedir.Hukukun tayin ettiği kavaidin itaat-ı kamil ve bekay-ı cemiyete hadim kavaidden mürekkeb olduğundan hep ahlakî şeylerdir. Hukukta ahlaka muğayyir bir şey tasavvur olunamaz.Şu halde hukukun ahlaktan vasi’ olduğunu tayin eder. Vazi’ kanunların nazar dikkate alacakları mühim meseleden biri vaz’ edecekleri kanunun ahlak ve adab-ı umumiyeye muvafık olmasıdır.Binaen aleyh vazaif-i hukukiyenin cümlesi vazaif-i ahlakıyyeyi ihtiva eder.Lakin vazaif-i ahlakıyye vazaif-i hukukiyyenin kâffesini ihtiva edemez.Meclis-i mebusanda fırkaların teşkili levazım-ı meşrutiyetten olması cemiyetle r teşkil etmek, ictimalar yapmak hakkını kanun-i esasinin bütün Osmanlılara bahş etmiş olması ve bu hakkı her ferdin istimal edebilmesi gibi evvelki müdafaama esas ittihaz ettiğim kazıyyeler Hakem Gazetesi tarafından tamamen teslim edilmekle beraber (buna kanun ile mani olmak kimsenin hatırından geçmez ancak kavanin-i mevzuadan daha vasi’ bir kanun vardır ki oda kanun-i islamidir.Her hakk-ı kanuni bununla mukayyettir).İbaratı îrad vermişlerdir. Konya Meb’usu Zeynel ABİDİN” [4] Konuyla ilgili üçüncü ve daha kapsamlı çalışmayı 2003 yılında Yaşar Erdemir ve arkadaşları yapmışlardır.Bir sanat tarihçi ve arkeolog olan Yaşar Erdemir. Eserini tarih ve sanat tarihi ağırlıklı ele almıştır. Eserinde Konya'nın önemini vurgulayarak şöyle demektedir: " Konya, bir başkent olarak, saray ve köşkünde sultanlara ev sahipliği yapmış, medreselerinde ilim adamlarını yetiştirmiş, kervansaraylarında yerli-yabancı misafirleri ağırlamıştır.Bununlada yetinmeyip halı, kilim gibi dokumasıyla da sanat alemine örnek teşkil ederek, sanatçıları bağrına basmıştır. Onbin yılı aşkın bir süredir insanlık tarihine tanıklık eden Konya'da dini. ilmi ve sosyal ihtiyaçları karşılayacak tesislerin kurulup hizmet sunması kaçınılmazdır. Bu uzun süreci belgelemek ve tarihi bir kronoloji tespit edebilmek için, yüzey araştırmalarından, arkeolojik kazılara, etnoğrafık ve envanter çalışmalarına, mimarı değerlendirmelerden, restorasyon faaliyetlerine, dokuma-teknık. renk ve kompozisyonlarına yönelik araştırmalar çeşitli toplantı, kongre. panel konferans ve sempozyumlarda sunulmuş, kitap, dergi, ansiklopedi, makale, tez vs.lerde yayımlanmış veya yayıma hazırlanmıştır. Bunların nerede, ne zaman, hangi tarihte. kimler tarafından gerçekleştirildiğini, hangi konuları içerdiğini bilmek ve bu yayınları takip etmek elzem hale gelmiştir.” [5] Geçmişte olduğu gibi günümüzde de tarihe vesika teşkil edecek malzemeyi toplama muhafaza etme ve tanıtma konusunda zafiyet yaşıyoruz. Yapılan bu çalışmalar bu zafiyetin giderilmesi hususunda ciddi aşamalardır. Bu çalışmalar genişletilerek devam ettirilmesi gerekir. Fakat yapılan bibliyografya çalışmaları bir yerde eksik kalmaktadır. Eksik kalan husus, bu eserlerin nerede olduğu ve nasıl ulaşılacağıdır. Biz bu sergi ile bunu gerçekleştirmeye çalıştık . Bu vesileyle Yapılan bibliyografya çalışmalarının yanı sıra Konya ile ilgili internette ve Konya kütüphanelerinde Konya ve Mevlana maddesi ile alakalı tüm kitapları taradık.Tabii ki bibliyografya kitaplarında olmayan yüzlerce eserin olduğunu da müşahade ettik. Konya kütüphanelerinde olup da Koyunoğlu kütüphanesinde olmayan kitapları emaneten sergimize dahil ettik.Bir ileri safhada da Konya dışındaki kütüphanelerde de tarama yaparak oradaki bulunan eserleri de Koyunoğlu şehir kütüphanemize kazandırmak istiyoruz. Sergimizde 318 matbu’ kitap 11 El yama eser,33 adet de gazete sergilendi. Ardından sergilenen gazete ve kitaplarının dijital taraması yapılarak hem cd olarak hem de fotokopi olarak çoğaltılması imkanına kavuşulmuş oldu. Bu çalışmalar aslında Konya'nın hafızası olması noktasında atılmış ciddi adımlardadır. Bu meyanda daha önce başlatmış olduğumuz Konya salnameleri çevirisi. Ardında Konya şer'i sicillerini de belirli aralıklarla çevirisini yaparak bu maksadımıza ulaşmak istiyoruz. Aşağıya sergiden seçme yaptığımız eserlerden bir kısmını liste halinde sunuyoruz. Umarız faydalı olur. |
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
[2] Mehmet Önder,Konya Matbuar Tarihi,Konya 1962,sh.1 [3] Bkz.Osmanlı Döneminde Konya,Konya 2003 ,sh.185 [4] Meşrik-i İrfan Gazetesi,1 Eylül 1910 Perşembe [5] Yaşar Erdemir,Saim Cirtil,,Selda Özgün, Konya Bibliyografyası-1 , Konya 2003,sh.7
|
Koyunoğlu