Bu İcazet benim tarafımdan verilmiştir. Ve ben ki; fakir ve hakir Muhammed bin Cemaleddin ibn-i Adil bin Arif bin Adil bin Arif bin Muhammmed bin Muhammed bin Muhammed El-Hüseyn'ül-Belhiyy'ül-Bekrî'yim.Allah hepsinden razı olsun. Ne güzel selef ve ne güzel halef ! Allah,onların aziz ruhlarını ve sırlarını takdis (yüceltsin) etsin.
Bismillahirrahmanirrahim.
Mana ve beyan nurlarıyla velilerinin kalplerini nurlandıran, faziletinin feyziyle hikmetin ve kavrayışın kaynağı olan lisanı insana bahşeden, akli ve nakli deliller aracılığıyla anlaşılması zor ve kavranılması derin konuları insan kavrama ilhamını veren Allah'a hamd olsun.
O (Allah) ki, bundan önce Tevrat'ı ve İncili'i insanlar için hidayet kaynağı olarak indirdi. Sonra da O Nur'u, hakiki imanın ölçüsü ve ikan (Allah'tan gerçek anlamda korkma, takva) nın mi'yarı olan Furkan'ı indirerek insanlar için sıdkı (dosdoğru yolu) sağlamlaştırdı. Bu nur (Furkan)la, Hakk batıldan, irfan cehaletten seçilip ayrılmaktadır. Allah böylece buyurdu ki, adalete dikkat edin ve ölçüyü kaçırmayın. Biz artık azgınlık(tuğyan)ın boğucu girdablarından ve şeytanın başımıza açacağı musibetlerden Allah'a sığınırız. Allah'tan bizi gerçek takvanın delillerine ve ahkam(şeriat)ın açık ve geniş yollarına ulaştırmasını niyaz ederiz.
Sayısız, sınırsız, binlerce Salat ve Selam, asırlarca, lisanlar tevhidi söylediği müddetçe, ceza ve ihsan günü olan kıyamete kadar; bütün insanlara ve cinlere peygamber olarak gönderilen, ihsan sahibi ve güzel ahlak üzerine yaratılan, Adnan oğulları aşiretinden Abdullah'ın oğlu Muhammed Mustafa'ya, O'nun ailesine, arkadaşlarına, kendileri (Allahtan) razı olan ve kendilerinden razı olunanlara olsun.
Birbiri ardınca gelen nimetleri ihsan ederek feyiz ve bereketleriyle bütün alemdeki darlık ve sıkıntıları gideren, sanatının kudretindeki incelikleri, bedii hikmetlerini gökleri ve yeri yaratarak ortaya çıkaran sanat ve kudret sahibi, zahir ve batın olan Yüce Allah'a sonsuz, sınırsız hamd, sayısız şükürler olsun.
……………………………………………………………………………………………….......
Doğu ve Batı Alimlerinin Sultanı, karanlık gecelerde Allah'ın nurlarının en parlağı, evtad(tasavvufta üstün şeyhler, dağ)ın kutbu, üstün hallerin sahibi, ezel sırlarının şarihi, İslam'ın direği imam oğlu imam, Hazret-i Zülcelal-i vel'İkram olan Allah'a giden iyilerin yol göstericisi, din ilimlerinin ve işaretlerinin düzenleyicisi, yakin yollarını ışıklandıran, arş hazinelerinin anahtarı, döşenmiş, yayılmış varlık aleminin kenzi'(küntü kenzen mahfiyyene işaret)nin mazharı, kemalin nuru, cemalin dolunayı, dini ilimlerin semasının güneşi, marifet göğünün ayı, melekut aleminin gezgini, ceberut aleminin dalgıcı, müşahhas akıl, mücessem aşk, önce gelen mürşit, tertemiz sır, ortaya çıkan gerçek, görünen nur, mukaddes ruh, kalplerin sefiri, gayb vadilerinin hafiri, tevhid ehlinin hamisi, mülhidlerin mahvisi, hikmet ve ilimlerle tevhidin bedii yolcusu ve güzel sıfatların sahibi olmakla Allah'ın seçip ayırdığı, Allah'ın yardımıyla cümlenin işlerinin yardımcısı, Allah'ın büyükler arasından, Arap ve Acem'in arasından seçtiği Mevlânâ Hazretleri (Allah sırrını takdis etsin) kendi yolu hakkında buyurdu ki: 'Bu yol sadece bir davet değil, aynı zamanda Nebi aleyhisselamın hamdi'nin yoludur. Ben bu devleti kurdum ve bayrağını böylece yücelttim.' Kendilerinin işareti ve keşfiyle bu yol, bütün dış vehimlerden uzak, Allah'a doğru yürüyen bütün devirler, zamanlar boyunca bütün tavır ve davranışları düzetecek, akort edecek, onları ıslah edecek bir düzen ve üslup kurarak artık kalıcı hale gelmiştir.
Alemlerin Kutbu, bilgi sahiplerinin özlerini dirilten, Peygamber Efendimiz'in övgüsünde söz ve mana sahibi, milliyetin ve dinin celali, öncekilerin ve sonrakilerin övüncü, Taha ve Yasin nurunun varisi, peygamberlerin ve seçilerek gönderilenlerin halifesi, velilerin en mükemmeli ve mührü, Allah'ın hayırları ve selamı O'nun üzerine olsun. Saliklerin ruhlarını nurlandıran, seçilmiş güzel yolların zikrinde, şeriatın yolları, ilahi menziller ve hakikatin durakları hakkında sözleri ve fiilleriyle ilahi tavırların ve sözlerin sahibi olarak Mevlânâ Hazretleri -Allah sırlarını takdis etsin- üstün tutulmuştur. Allah aziz sırrını ululasın, O'nun, Mevlânâ Hazretleri'nin buyurduğu gibi: Benim dostum yaratılmışların en hayırlısı olan Yusuf'un güzelliği'ne sahiptir.. Sen buna nasıl dayanırsın ki, gece kuşlarının gündüz kuşlarına tamah etmesi boşunadır.Çünkü gece kuşları ışığa bakamazlar.' Yine, Allah O'nu nurlandırsın, bedeni uykuya dalan Hazret-i Mevlânâ'nın buyurduğu gibi: İnsanlar Hallac'ın sırrını anlayamadıkları için O'nu dara çektiler. Hallac beni tanısaydı, sırrımdan haberdar olsaydı O beni dara çekerdi.'
Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: 'Allah'ın öyle kulları vardır ki, Onlar bir kula nazar ettiklerinde O'na mutluluk elbisesi giydirirler.'Yine Peygamber Efendimiz'in buyurduğu gibi. Allah'ın bir kısım kulları vardır. Onlar peygamberlerden değillerdir, şehitlerden de değildir.Fakat peygamberlerle şehitler onların Hakk'a yakınlığına ve Hakk katındaki makamlarına gıpta ederler.' Yine O salavatullahi aleyhim Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: Allah'ın bir kısım kulları vardır ki onlar, yağmur gibidirler. Toprağa düşerlerse buğday (bürri) olup bitirirler, denize düşerlerse inci ( dürri) olurlar.
…………………………………………………………………………………………………..
Hilafet ve vilayet; arş hazinelerinin anahtarını ve yeryüzünün emniyetini elinde bulunduran Hazret-i Mevlânâ'dan, Ahi Türkoğlu zamanın Cüneyd'i vaktin Bayezid'i Hakk'ın ve dinin Hüsamı Hüsameddin Çelebi'ye, O'ndan, dedem, sultan oğlu sultan, dinin ve Hakk'ın Baha'sı, Bahaddin Veled'e (Sultan Veled'e), Ondan, sırrının içinde sırrını sırrıyla gizleyen sır sahibi, milletin(dinin) ve Hakk'ın celaline sahip Ulu Arif Çelebi'ye, Ondan, Dinin ve milletin güneşi Abid Çelebi'ye, O'ndan, ariflerin övüncü, dinin keskin kılıcı Vacid Çelebi'ye, O'ndan, mekansızlık alemini mekan tutarak, alemleri gezen Muzaffereddin Emir Adil Çelebi'ye, O'ndan, Muhammed Çelebi'ye, O'ndan Arif Çelebi'ye, O'ndan Burhanedddin Çelebi'ye, O'ndan, Abid Çelebi'ye, bu hilafet, velayet, hizmet ve istikamet rahmetli Cemaleddin Çelebi'ye, O'ndan, zayıf ve nahif olan bu kula, bana intikal etmiştir.
…………………………………………………………………………………………...
Ahi Ali'nin oğlu Mevlevi Dervişi Muhammed Çelebi Rabbani bir şeyh ve samedani bir derviştir.Uzun müddet Mevlânâ yolu içinde bulunmuş birçok hizmeti yerine getirmiştir……..Buradaki şecereyi takdim etmem, bu şecerenin menbaı, icazetin gerçekleşmesini sağlamıştır.Bu icazet derviş ve muhipler için şifa kaynağıdır.
…………………………………………………………………………………………...
ilim ve amel ehli olanlar, fetva vermeye yetkili bulunanlar, geçmişlerin övüncü, safa ehlinin madeni, iyilerin dostu samedani arif, Ahi Ali'nin oğlu Mevlevi Dervişi Mehmet Çelebi'yi halife olarak uygun gördüler ve tayin ettiler. O'nun sözleri, eylemleri, şeratın erkanına, tarikatın adabına ve hakikatin rumuzlarına uygundur.
…………………………………………………………………………………………...
Hidayet veren Allah'a uyanlara selam olsun.
Allah'ın yüzünü iyiliklerle bezediği, müminlerin emiri Hazret-i Ali Efendimiz, Peygamber Efendimiz'den rivayetle buyurdular ki; Bir insanın herkesten ve her şeyden gizli, sadece kendi başına Allah'ı zikretmesi çok büyük bir şeydir.' Çünkü Resul-i Ekrem Efendimiz, Hazret-i Ali'nin; kıyamet ne zaman kopacak Ya Rasulellah sorusuna, 'Yeryüzünde kelime-i tevhidi zikredenler oldukça kıyamet kopmayacaktır.' diyerek cevap buyurmuşlardır.
İşte, Hazret-i Ali Efendimiz'in, böylece Peygamber Efendimiz s.a.v'den aldığı bu (tevhid sancağı) kelime-i tevhid, O'ndan, Hasan-ı Basri'ye, O'ndan Habib-i Acemi'ye, O'ndan, Davud-ı Tai'ye, O'ndan, Ma'ruf-ı Kerhi'ye, O'ndan, Sırr-i Sakati'ye, O'ndan, Cüneyd-i Bağdadi'ye, O'ndan, Şibli'ye, O'ndan, Muhammed Zeccac'a, O'ndan,Muhammed Nessac'a, O'ndan,Ebubekir Nessac'a, O'ndan, Ahmet Gazali'ye, O'ndan, Ahmet Hatibi'ye, O'ndan, Şems'ül Eimme Serahsi'ye, O'ndan, Sultan'ul Ulema Bahaüddin Veled'e, O'ndan, Seyyid Sırdan Burhaneddin Muhakkık Et- Tirmizi'ye, O'ndan, Mevlânâ Celaleddin'e, O'ndan, Hakk'ın ve dinin güneşi Muhammed Şemseddin Tebrizi'ye, O'ndan, Sultan oğlu Sultan Sultan Veled'e, O'ndan, oğlu Ulu Arif Çelebi'ye, O'ndan, Şemseddin Abid Çelebi'ye, O'ndan, Emir Vacid Çelebi'ye, O'ndan, Emir Adil Çelebi'ye, O'ndan, Arif Çelebi'ye, O'ndan, Abid Çelebi'ye, O'ndan, Cemaleddin Çelebi'ye telkin edilip anlatılmış, aktarılmıştır.
881.Hicri yılın (Gurre-i Muharrem) Muharrem Ayı'nın ilk gününün gecesinde yazılmıştır.
Not: Bu Hilafet icazetnamesi, Hicri 881, M. 1517 yılında Konya Postnişini Cemaleddin Çelebi oğlu Muhammed Çelebi'nin Ahi Ali oğlu Muhammed Çelebi'ye verdiği icazetnemedir. Aslı şimdi sayın Sami Tokgöz'de bulunmakta olup, onun izniyle burada bazı bölümleri neşredilmiştir. Kendisine teşekkür ederiz.