Uluslararası Abdullah Bosnevi Sempozyumu Yapıldı

Konya Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, İstanbul Üniversitesi ve İbn-i Sina Araştırma Enstitüsü’nün katkılarıyla Bosna Hersek’in başşehri Saraybosna’da “Uluslararası Abdullah Bosnevî” Sempozyumu gerçekleştirildi.

Türkiye’den, Bosna Hersek’ten ve dünyanın farklı şehirlerinden 27 akademisyenin katıldığı sempozyum, ömrünün son günlerini Konya’da geçiren ve burada vefat eden Füsûsu’l-Hikem ve Mesnevi Şârihi olarak bilinen Abdullah Bosnevî için yapılmış uluslararası çaptaki ilk organizasyon oldu.

Sempozyumun açılışında konuşan Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Abdülmelik Ötegen, son dönemini önemli bir savaşla geçiren Saraybosna’da böylesi bir konu için buluşmanın kendilerini mutlu ettiğini belirterek, insani ve ilmi değerleri tanıyıp geleceğe aktarmanın önemine dikkat çekti. Ötegen, Abdullah Bosnevi’nin Bosna’dan Konya’ya uzanan süreçte ilim ve irfan mücadelesi verdiğini, hem kendisini, hem de çevresini yetiştirerek faydalı bir insan olduğunu vurguladı.

Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Uslu ise, Abdullah Bosnevi gibi isimlerin Türkiye ile Bosna Hersek arasında çok büyük köprüler kurduğunu belirterek, onların hem insanlara ışık olduğunu, hem de batıya İslam dininin doğru anlatılması konusunda önemli bir yere sahip olduklarını ifade etti.

BOSNEVİ HER YÖNÜYLE ELE ALINDI

İbn-i Sina Enstitüsü Müdürü Muhammed Ali Barzanoni’nin selamlama konuşmasının ardından başlayan “1. Uluslararası Abdullah Bosnevî Sempozyumu”nda Bosnevi’nin düşünce hayatı, tasavvuf görüşleri ve eserleri değerlendirildi.

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi’nden Doç. Dr. Mustafa Küçükaşçı’nın oturum başkanı olduğu birinci oturumda, “Bosnevî’nin İbnü’l-Arabî düşüncesi, Osmanlı düşünce hayatında Bosnevî” konuları irdelendi. Başkanlığını Prof. Dr. Tahsin Görgün’ün yönettiği ikinci oturumda Bosnevî’nin tasavvuf görüşleri; başkanlığını Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Koçkuzu’nun başkanlığını yaptığı üçüncü oturumda, Bosnevî’nin tasavvufun yanında tefsir ile de ilgilenen bir âlim olduğu söylendi.

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Zekeriya Güler’in oturum başkanlığını yaptığı dördüncü oturumda, Konya, İstanbul, Kayseri, Bursa, Manisa ve Diyarbakır kütüphanelerinde Bosnevî’nin eserlerinin veya ona atfedilen eserlerin olduğu zikredildi.

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hidayet Aydar’ın oturum başkanlığını yaptığı beşinci oturumda, Bosnevî’nin şerhinde velayet nazariyesinin nasıl takdim edildiği işlenirken; Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Küçük’ün oturum başkanlığını yönettiği altıncı oturumda, Bosnevî’nin bilinen “Şerhu beyti'l-vahid mine'l-Mesnevi ve Şerh-i Cezire-i Mesnevi” isimli eserlerinin kütüphanelerde yapılacak tetkiklere muhtaç olduğuna dikkat çekildi.

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Boran’ın oturum başkanlığını yönettiği kapanış ve değerlendirme oturumunda ise, Bosnevî’nin eserlerinin yeniden tahlil edilip üzerinde çalışmaların yapılması, kütüphanelerde olan eserlerinin bir araya toplanmasının bir an önce yapılması, Konevî haziresi civarında, içinde Bosnevî’nin de olduğu kabirlerin yeniden araştırılması gerekliliği vurgulandı.

Sempozyumda, Hazret-i Mevlâna ve Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin Mesnevi ve Füsûsu’l-Hikem eserlerine şerhler yazan, aslen Bosnalı olan Abdullah Bosnevî’nin yazdığı şerhlerin yanı sıra, Osmanlı medeniyetinde şerh geleneği, Bosnevî’nin bu geleneğe etkisi ve ilim dünyasına kazandırdığı diğer eserler de anlatıldı.


Ana Sayfa