Haberler
119 Bilim Adamının Katıldığı UKİDEK Sonuç Bildirgesi Açıklandı
Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Uluslararası Küresel İklim Değişikliği ve Çevresel Etkileri Konferansı (UKİDEK) sonuç bildirisinin açıklanmasıyla sona erdi.
KONUŞULANLAR SALONLARDA KALMAYACAK
Geniş bir katılımla Türkiyede ilk kez Konyada düzenlenen konferansın başarılı olmasının kendilerini mutlu ettiğini dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, konferansın iklim değişiklikleri ile ilgili hem Konya, hem de Türkiyede bundan sonra alınması gereken tedbirlere katkıda bulunduğunu söyledi. Konferansta konuşulan konuların salonda kalmayacağını kaydeden Başkan Akyürek, Öncelikle Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar olarak gereken tedbirleri mutlaka alacağız. Biz şu sözü veriyoruz: Bundan bir yıl sonra aldığımız tedbirlerin sonucunu ortaya çıkaracak sonuçları kamuoyu ile paylaşacağız. Küresel iklim değişikliği hayatın her sahasında etki yapıyor. Bilinçlendirme çalışmalarının yanı sıra konferansın sonuçlarına uygun yeni çalışmalar da başlatacağız dedi.
KONYADA BÜYÜK BİR ADIM ATILDI
İSO Çevre İhtisas Kurulu Başkanvekili Doç. Dr. Caner Zambak, Türkiyenin Kyoto Protokolüne üye olmadığı için dünyada dışlandığını belirterek, 2012 yılı sonrası yeniden şekil alacak Kyoto Protokolüne Türkiyenin bir an önce üye olması gerektiğini söyledi.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsü Müdürü Dr. Mustafa Tırıs, iklim değişikliğinin olumsuz etkisinin yanı sıra yeni bir pazar ortaya çıkardığını savunarak, Konyanın bu yeni dönemde kendisine pay çıkarması gerektiğini ifade etti.
Danimarka Aarhus Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erik Jeppesen, Konyanın artık tarımda değişim zamanının geldiğini vurgulayarak, havza dışından su getirmek yerine havzada su miktarına uygun tarım stratejisi geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meryem Beklioğlu da, Konya ve çevresinde göllerin kurumasıyla sadece bölgeye özgü canlı türlerinin de yok olduğunu hatırlatarak, Ekosistemin devamı bizim devamımız demek. Çözüm konusunda karar verirken uzun vadeli düşünmek gerekiyor. Bu konuda Konyada büyük bir adım atıldı. Bu, yeni güzellikleri beraberinde getirecektir dedi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, daha sonra ABD, Avusturya, Danimarka, Rusya, Azerbaycan ve Türkiyeden 119 bilim adamının 7 ana başlıkta 66 bildiri sunduğu Uluslararası Küresel İklim Değişikliği ve Çevresel Etkileri Konferansının sonuç bildirgesini okudu.
Başkan Akyürek tarafından okunan Uluslararası Küresel İklim Değişikliği ve Çevresel Etkileri Konferansının sonuç bildirgesi şöyle:
"KÜRESEL ALARM!
Küresel iklim değişikliğinin 21. Yüzyılda insanlığın başetmek zorunda kalacağı en önemli tehdit olduğu gerçeği her geçen gün daha sağlam bir bilimsel zemine oturmakta ve artık kamuoyu tarafında da geniş kabul görmektedir. Endüstri devriminden beri giderek artan miktarlarda atmosfere saldığımız sera gazları, Yerin tarihinde belki de eşi emsali görülmemiş ölçülerde ve hızda artmaktadır. Eğer bugüne kadar bildiğimiz tüm doğa kanunları tamamen yanlış değilse, önümüzdeki onyılların iklimi günümüzden farklı olacaktır.
TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN!
Ülkemiz için bu durumun önemi açıktır: 21. Yüzyılda, giderek bugünden farklılaşan iklim ve çevre koşulları içinde yaşamak zorunda olacağız. Aynı zamanda, iklimin değişmesini engellemeye ve etkilerini azaltmaya yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde alınacak tedbirler, ödeyeceğimiz vergileri, işlerimizin karlılığını, tüketim tercihlerimizi, biz istesek de istemesek de etkileyecektir.
Unutulmaması gereken belki de en önemli husus, başetmemiz gerekecek olan tek çevre sorununun iklim sorunu olmayacağıdır: bu günde bizimle birlikte olan sayısız çevre sorunu iklim değişikliği ile birlikte, artarak karşımıza çıkacaktır. Aslında, iklim değişikliği, çok daha büyük ve karmaşık bir bütünün, küresel doğa tahribatının sadece bir boyutu, bir yüzüdür.
YARINIMIZA SAHİP ÇIKALIM!
İklim değişiklikleri ile mücadelenin iki cephede olması gerektiği açıktır: olumsuz değişmeyi önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız. Diğer yandan salımları azaltsak, hatta sıfırlasak bile, o ana kadar atmosferde biriken sera gazları iklimi değiştirecektir. Nüfusu artan bir ülke olarak, hayat kalitemizden ödün vermeden yaşamak istiyorsak, bir yandan yeni iklim koşullarına uyum sağlayacak şekilde önlemleri kararlılıkla devreye sokmalı, aynı zamanda uluslararası platformlarda şekillenen geleceğe yönelik tartışmalara/pazarlıklara aktif olarak katılmalıyız.
KONFERANS SONUÇ DEĞİL, BİR BAŞLANGIÇTIR!
Bu konferansta da sunulan bilgilerin de teyit ettiği gibi, ülkemiz gelecekteki yağış değişikliklerinden en çok etkilenecek bölgelerin içinde yer almaktadır. Zaten yarı-kurak bir iklim kuşağında yer alan ülkemizin su kaynakları ciddi ölçüde azalma eğilimine girmiştir. Son yıllarda yaşananlar geleceğin bir provası niteliğindedir. Geleceğin su yönetim düzeni ve politikaları, tarım politikaları ile birlikte ele alınarak sorunlarla başedebilecek akılcı bir temele oturtulmalıdır. Sürdürülebilir çözümler üretmeliyiz: her havzanın kendi su potansiyeline uygun ürün desenlerine ve sulama yöntemlerine geçmeliyiz. Suya herhangi bir kaynak gözüyle bakamayız; su bir havzadaki ekosistemin ayrılmaz bir parçasıdır. Havzalararası su transferi ancak ve ancak geçici bir çözüm olarak görülmelidir.
Gerek önleme çabaları, gerekse uyum çabalarında bireyden sivil toplum kuruluşlarına, yerel yönetimlerden merkezi yürütme ve yasamaya kadar, her kesime sorumluluklar yüklemektedir.
Bu toplantıya ağırlıklı olarak katkı veren üniversitelerimiz ve kamu araştırma birimleri dünyadaki bilimsel gelişmeleri izlemeli, bölgeye odaklı bilim üretmeli, ve en önemlisi, bu bilgileri etkin bir şekilde son kullanıcılarla paylaşabilmelidir.
Salımları önleme ve alternatif enerji kaynaklarını teşvik etme ancak uygun mali kaynak ve imkânlarla mümkündür. Benzer şekilde akılcı ve sürdürülebilir su kullanımına geçiş, kararlılık ve siyasi irade gerektirecektir. Ülkemizin geleceğinden sorumlu olan bizler, küresel düşünmek ve bölgesel gerçekleri göre sürdürülebilir yeni bir yaşam tarzını uygulamak zorundayız.
Ümit güvenlik yolunun başıdır, diyor, Hazreti Mevlana. Bu düşü gerçekleştirebiliriz."