News
Uzmanlar, Küresel Isınmanın Çözüm Yollarını Tartışıyor
Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Uluslararası Küresel İklim Değişikliği ve Çevresel Etkileri Konferansı devam ediyor.
Dedeman Oteldeki konferansın ikinci gününde öğretim görevlileri ve uzmanlar, Çatalhöyük ve Kilistra Salonlarında bildirilerini sunarak sorulara cevap verdiler.
Çatalhöyük Salonunda İklim Değişikliği ve Türkiye sunumunu yapan Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Fevzi İşbilir, organizasyonun her yönüyle mükemmel olduğunu belirterek, düzenleyenlere teşekkür etti.
TÜRKİYE TÜM SORUMLULUĞU ÜZERİNE ALAMAZ
Dünyadaki birçok ülkenin bildiği gibi sanayileşmesi üzerine Avrupa Birliğinin 1998 yılında İklim Değişikliği Çerçeve Projesini hazırlayarak bu konuda yaptırımlar getirdiğini kaydeden İşbilir, Kyoto Protokolünü dünyada sadece Türkiye, ABD ve Avustralyanın imzalamadığını hatırlattı. Gelişen bir ülke olarak Türkiyenin 1990lı yıllarda 170 milyon ton emisyon miktarına sahip olduğunu, gelişmeye ilave olarak bu oranın 2005 yılında 315 milyon tona çıktığını vurgulayan İşbilir, 1990 yılında emisyon 170 milyondu ama nüfusumuz 54 milyon, kişi başına düşen milli gelirimiz 2 bin dolardı. Bugün ise nüfusumuz 72 milyon, milli gelirimiz ise 5 bin doların üzerinde. Gelişmeyle birlikte emisyonların da artması çok normal. Bu konuda bardağı taşıran ülkeler 1970li yıllarda sanayileşen ülkelerdir. Türkiyenin o yıllarda bu kirliliğe hiç katkısı olmadı. 90lı yıllardan sonra sanayisi gelişen ülkemizin tüm yükümlülükleri üstlenmesi söz konusu olamaz dedi.
Türkiyenin bu konuda üzerine düşeni yaptığını belirten İşbilir, emisyon azaltımında Türkiyenin tek başına hiçbirşey yapamayacağını ifade etti. Kyoto Protokolünün 2012 yılında sona ererek yeni bir boyut kazanacağını vurgulayan Fevzi İşbilir, 2012 yılından sonra Türkiyenin özel şartları dikkate alınırsa protokolün imzalanabileceğini, ancak bu protokolün Türkiyenin gelişme sürecinde engel olmaması gerektiğini anlattı.
20 Ekim 2007 Cumartesi günü sona erecek konferansa akademik çevreler, sivil toplum örgütleri, kamu kuruluşlarının temsilcileri ile birlikte ilköğretim ve üniversite öğrencileri de yoğun ilgi gösteriyor. Konferansa katılanlara katılım sertifikaları veriliyor.